7 Nisan 2012 Cumartesi

FABL

FABL
        İnsan dışındaki bitki, hayvan gibi canlı varlıklara ve eşya gibi cansız varlıklara insan kişiliği vererek ve konuşturarak, açık ve etkili bir biçimde söylenmesinde sakınca görülen bir düşünceyi gizleyerek; kişileri eleştirmek ya da insanlara ders vermek için yazılan kısa, genellikle manzum(bazen mensur) hikayelere denir.
       "Fabl" sözcüğünün kökeni Latince "hikaye" manasına gelen "fabıla"'dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlak ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikâye türünün adı olmuştur.
   ÖZELLİKLERİ:
1-Bu tür hikayelerin kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen "fabl" bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır. 
2- Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
3- Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.
4- Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
5-Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar. Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
6-Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
7-Çoğu manzum olan fablların başlıca amacı, belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır.Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden oluşur:
a)      Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü
b)      Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü
c)       Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü
d)      Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı ders bölümü (kıssadan hisse bölümü)
  8- Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlak ilkeleridir.
 9- Kişilerin ve çocukların yakınlık duyduğu sevdiği varlıklar olduğu için fabllar, çocukların ilgisini çeker. Öykülemenin kısa oluşu da çocukların fabllara duyduğu ilginin bir başka sebebidir. Sıkmadan verilen öğütler, bu nedenle çocukların eğitiminde yararlı olur.
10-  Fabllarda zaman ve yer belirsizdir.Olay çoğunlukla bir kır,orman ya da köyde geçer.
11- Canlandırılmaya uygun oluşları, anlatımlarındaki hareketliliği eyleme dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle yaşayarak öğrenmeye uygundurlar.
12-  Fabllar olay anlattıkları için bir başka şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha çok çocukların ilgisini çeker.
13.  Fabllar teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.                                    
  KAYNAĞI  ve  DÜNYADAKİ TEMSİLCİLERİ
     Bugün hala ilgiyle okunan fablların kökleri çok eski çağlara kadar uzanır. Kesin olmamakla beraber, ilk örneklerin Hindistan'dan çıktığı söylenir. İlk yazılı örnek de "Pançatantra" masallarıdır. Eserin yazılış tarihi MÖ 100–300 yılları arasına rastlamaktadır.Bu eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar arasında yaşadığı henüz kesinlikle bilinmemektedir
    İkinci yazılı örnek, bir Hint eseri olan "Kelile ve Dimme"dir. Yine onun yazım tarihi de MÖ 300 yılları olarak kabul edilir. Bu eser, Beydaba unvanını taşıyan bir bilgin-filozof  tarafından meydana getirilmiştir. Dünya edebiyatında ilk ve önemli fabllar Hint yazarı Beydeba’ya aittir. Beydaba, eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur. Eserde yurt yönetimi, felsefe ve eğitimle ilgili sorunlar dolaylı olarak tartışma ve eleştirme konusu yapılmaktadır. Birinci bölümdeki hikâyelerin kahramanları olan iki çakaldan “Kelile” açık sözlülüğün ve doğruluğun; “Dimme” ise yalan ve iftiranın sembolüdür. Beydaba, zulmü ile tanınmış olan Debşelem’i hayvan hikayeleri aracılığıyla uyarmak ve ona doğru yönetim yolunu göstermek istemiştir.
        Doğu edebiyatında bir başka ünlü eser de Şeyh Sadi (13.yy.)’nin Gülistan adlı eseridir. Yöneticilerin tutum ve davranışlarından sohbetin kurallarına kadar türlü konuları kapsayan bu eserdeki hikâyeler sözlü ve yazılı olarak kuşaktan kuşağa aktarıldığı gibi birçok doğu ve batı dillerine de çevrilmiştir.
         Batı'da fabl, Aisopos (Ezop) masallarıyla kendini göstermiştir. Ezop, Batıda ilk fabl yazarı olarak gösterilir.Düzenli biçimde fabl yazıcılığı Ezop’la başlar. MÖ. 650-620 yılları arasında yaşadığı sanılan ve düşüncelerini baskılı bir yönetim altında ancak küçük hayvan hikayeleriyle anlatabildiği söylenilen Ezop’un fablları birçok dile çevrilmiştir.
      Ezop’tan sonra Batıda bu alanda büyük bir başarıya ve üne erişen Fransız yazar ve şairi La Fontaine (1621–1695), bugüne kadar nesir olarak yazılmış ve anlatılmış Ezop masallarını yeniden kaleme alıp manzum biçimine çevirerek yeniden yetişkinlerin dünyasına kazandırmıştır. La Fontaine, kendisinden önce bu alanda yazılmış eserlerden de yararlanmıştır. La Fontaine fabllarında genellikle öğüt dediğimiz ders, metnin sonuna konulmuştur. La Fontaine, eleştirmek istediği kişileri bu öykülerle yermiş ve gülünç durumlara düşürmüştür.

     Tüm dünyada Masalın Babası diye haklı bir ün yapan Andersen'in masallarından bazıları fabl özelliği gösterir.(Örnek:Çirkin Ördek Yavrusu)
     19.yüzyılda ve çağımızda Lewis Caroll,R.Kipling,O.Wilde,Tolkien, ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell’ı fabl  yazarları arasında sayabiliriz.
                                          Edebiyatımızda Fablın Gelişimi
       15. yüzyıl şairlerinden Şeyhi’nin Harname adlı mesnevisi  bizde ilk fabl örneği olarak kabul edilir.Öncesinde Mevlana’nın Mesnevi’sinde fabl özellikleri gösteren hikayeler de vardır.
     19. yüzyılda  Şinasi ,Ahmet Mithat Efendi ve Recaizade Mahmut Ekrem Batı dillerinden fabl çevirileri yaptılar.Ayrıca Muallim Naci ve Nabizade Nazım da çocuklar için manzum fabllar yazmışlardır.
       La Fontaine’in birçok manzum hikâyeleri daha sonra değişik tarihlerde başka şairlerimiz tarafından da Türkçeye çevrilmiştir. Bu şairler arasında çevirileri çocuklarca zevkle okunmuş ve okunmakta olanları şöyle sıralayabiliriz: İ. Alaattin Gövsa, Siracettin Hasırcıoğlu, A. Ulvi Elöve, M. Fuat Köprülü,Vasfi Mahir Kocatürk ,O. Veli Kanık
      La Fontaine’in bütün fablları Sabahattin Eyüboğlu’nun Masallar (1969) adlı kitabında ilk kez topluca yayımlanmıştır. Besim Atalay’ın Hayvan Hikayeleri ya da Hayvanlardan Öğütler adlı eseri de bu türün önemli örneklerindendir.Nazım Hikmet de, La Fontaine’in masallarını manzum bir dille Türkçemize kazandırmıştır.
Günümüzde ise, Tarık Dursun K. adlı yazarımızın da bu türle ilgili eserleri vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder