1.KİTABIN
KONUSU:Hayalleri
olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı
ve beraberindeki hayat mücadelesi.
2.KİTABIN
ÖZETİ: Ahmet Cemil,babasının ölümünden sonra,binbir
güçlükle okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için çalışmak
zorunda kalır.Bunun için elinden fazla birşey de gelmemektedir.Çünkü yabancı
dil bilmekten başka bildiği birşey yoktur.Ona kalsa,bütün çalışmalarını şiir
üzerinde toplamayı;edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat
mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar.
Ali Şekip ,Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca
tartışma konusu budur zaten. Raci gibi kendisini kıskanan,arkasından
dedikodular yaratan birine rağmen şiirde birşeyler yapacağına inanır . Bir
yandan , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç,
Hüseyin Nazmi’nin kızkardeşi Lamia’yı sever.Tek kaygısı onunla evlenmek,ona
layık bir yuva kurabilmektir.Fakat bu mümkün olabilir mi? Olabilecek mi? Hep
bunu hayal eder.
Okulu bitirdikten sonra ,zavallı
genç çok sıkıntılı günler geçirir.Evlerine gittiğin öğrencilerin
şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır.Ekmeğini kazanır ama, neler pahasına!
Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir . Başka çare
de yoktur. Pek dayanamaz hale gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları
tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler.Geceler boyu göz
nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler.
Ne öyle eserleri tercüme etmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı
olur.
Ahmet Cemil, günün birinde “Mirat-I
Şuun” adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta ,gazete
sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil’in kız kardeşi İkbal’le evlenir. O
zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu
görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz.
Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar. Vehbi
Efendi çok kaba, durmadan içen , küstah bir kimsedir. Öyle alçak bir heriftir
ki, karısı hamile olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül
eğlendirir. Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz .Gülle dokunmaya kıyamadığı
biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece,
Vehbi, İkbal’I öyle hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet
Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip’in dükkanına kendini atar. Ali
Şekip’e anasınden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte
kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak
gerekmektedir.Hiçbir önlem zavallı İkbal’i ölümün pençesinden kurtaramaz.
Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle
dış işlerine tayin edilmiştir. Memmundur. Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete
gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini
sanarak Ahmet Cemil’e başka bir haber daha verir. Lamia’yı evlendiriyorlardır.O
zaman Ahmet Cemil Lamia’ya ait tek tük
hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, Lamia’nın çocukluğu ile ilgilidir.
Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar.Bir
an sevgisini itiraf etmeyi düşünür.Ama yoksulluğu, işşizliği aklına gelince bir
yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer.
Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne
kalmıştır?Eseri mi?Genç adam,bütün ömrürünü koyduğu şiirlerini bir an bile
duraklamadan ocağa atıp yakar. Yaşamı gözlerinde yaşlar,ağzında acı bir
lezzetle seyreder. O esrin bir anlamı
kalmamıştır artık.
Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da
gidecektir. Bir gün Taksim bahçesinde oturuken ileriye ait tasarlarını,
tasarladıklarını hatırlar. Şimdi o da Anadolu’da bir görev alıp gidecektir
işte. Kendisine kırgınlıktan başka birşey sağlamayan bu İstanbul’dan kaçacaktır. Kararını yerine
getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa
İstanbulu, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe
başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü.
Şimdi her taraf simsiyahtı. Oda,güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden
ışıktan kaçarak,sonsuz bir yoklukta mutlu ve rahat, yuvarlanıp gidecektir.
3.KİTABIN
ANAFİKRİ:İnsan
hayatta karşısına çıkan zorluklara karşı mücadele etmeli,hayallerle gerçekleri
birbirine karıştırmamalıdır.
4.KİTAPTAKİ
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRMESİ:
AHMET
CEMİL: Başarılı
bir lise hayatı sürerken,son sınıfta babasını kaybeder ve hayat mücadelesine
çok erken başlar.Amacı şiire başka bir yön vermek iken babasının ölümü herşeyi
alt üst eder.Hayalleri olan bir gençtir.Babasının ardından kızkardeşi İkbal’in
ölümü,son olarak da yakın dostu olan Hüseyin Nazmi’nin kızkardeşi Lamia’nın
evlenmesiyle tüm hayalleri yıkılır.
HÜSEYİN
NAZMİ:Ahmet
Cemil’in en yakın dostudur.O da Ahmet Cemil gibi şiire düşkündür.İlbal’in ağabeyidir.
İKBAL:Ahmet Cemil’in
kızkardeşidir.Özellikle babasının ölümünden sonra annesine ve ağabeyine
bağlılığı artmıştır.
LAMİA:Hüseyin Nazmi’nin
kızkardeşidir.Güzel ve alımlı bir genç kızdır.Ahmet cemil’in kendisine olan
aşkından hebersizdir.
5.KİTAP
HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER:
Eser,dili ağır olduğu için pek anlaşılmamakta,devamlı
dipnotlara bakma ihtiyacı hissedilmektedir.Buna rağmen olayların anlatılışı
akıcı bir dille ifade edilmektedir.Hayat şartlarının zor olduğu bir dönemde
yazılan eser,insanın maddi durumunun hayatını nasıl etkilediği açık bir şekilde
ortaya konmuştur.
6.KİTABIN
YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ:
İstanbul’da doğdu.İstanbul’da başladıgı öğrenimini
İzmir’de tamamladı. Öğretmenlik
yaptı,çeşitli memurluklarda bulundu. Edebiyat hayatına 1884’te atıldı..Geniş
bir kültüre ve bilgiye sahipti.Servet-i
Fünun edebiyatının nesir alanında en güçlü kalemi oldu.Türk edebiyatının en
büyük romancısı olarak kabul edildi.Romanlarındaki konularda çoğunlukla
aydınlar arasından şeçtiği halde, hikayelerinde daha çok halkın yaşayışını konu
olarak seçmiştir.
ROMANLARI OYUNLARI
-NEMİDE -KABUS
-BİR
ÖLÜNÜN DEFTERİ -FÜRUZAN
-SEFİLE -FARE
-FERDİ
VE ŞÜREKASI
-AŞK-I
MEMNU ANILARI
-KIRIK
HAYATLAR -KIRK YIL
HİKAYELERİ -SARAY VE ÖTESİ
-BİR
YAZIN TARİHİ -BİR ACI
HİKAYE
-SOLGUN
DEMET
-SEPETTE
BULUNMUŞ SANAT VE EDEBİYAT
-HEPSİNDEN
ACI ÜZERİNE
-AŞKA
DAİR -SANATA
DAİR
-ONU
BEKLERKEN
-İHTİYAR
DOST
KADIN
PENÇESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder