2 Eylül 2018 Pazar

Ependimoma


Beyin içindeki destek hücrelerinden, yani glialardan oluşan tümörlere glioma denir. Ependimoma bir gliomadır. Ependimomalar beynin içindeki boşlukları yani ventrikülleri kaplayan ependima hücrelerinden köken alırlar. Ependimolar yumuşak, grimsi veya kırmızı tümörlerdir. Bazen içlerinde sıvı dolu kistler ya da kireçlenmeler bulunabilir.
Ependimomalar beynin neresinde olur?
Ependimomalar beynin üst üçte ikisinde (supratentorial) veya alt üçte birinde (infratentorial) olabilirler. Bulundukları yere göre de belirti ve bulgu verirler.
Kaç tip ependimoma vardır?
Dört tip ependimoma vardır: miksopapiller ependimoma, subependimoma, ependimoma ve anaplastik ependimoma. Bunlardan miksopapiller ependimomalar daha çok omuriliğin alt kısımlarında görülür. Subependimomalar ise genellikle bir beyin boşluğu olan ventriküllerde ortaya çıkar. Bunların her ikisi de yavaş büyüyen ve görece daha iyi sonuçları olan tümörlerdir. Ependimadan köken alan tümörlerin en sık görüleni ependimomalardır. Bu tümörler genellikle beynin arka boşluğunda ya da omurilikte görülür. Anaplastik ependimomalar hepsinin içinde en hızlı ilerleyen, en kötü sonuçlu tümörlerdir. Bunlar da genellikle beynin arka boşluğunda yer alır.
Ependimomalar ne sıklıkla, daha çok kimlerde görülür?
Ependimomalar görece olarak nadir rastlanan tümörlerdir. Bütün beyin tümörlerinin yaklaşık %3-6’sını oluştururlar. Ancak bu tümörler çocuklarda en sık üçüncü beyin tümörleridir. Ependimomaların %30’undan çoğu 3 yaşından küçük çocuklarda görülür. Erişkinlerde de görülen bu tümör bu grupta yaklaşık %60 oranında omurilikte görülürken, çocuklarda %90 oranında beyinde ve genellikle arka boşlukta görülür.
Ependimomaların nedeni nedir?
Diğer beyin tümörleri gibi ependimomaların da nedeni bilinmemektedir. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda bir takım virüslerin bu beyin tümörlerinin ortaya çıkmasıyla ilişkileri olduğu gösterilmiştir. Ancak bu bulgunun doğru olup olmadığının doğrulanması için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.
Ependimomaların belirti ve bulguları nelerdir?
Ependimomaların belirti ve bulguları tümörün yeri ve büyüklüğüne bağlıdır. Bebeklerde kafanın büyümesi ilk bulgu olabilir. Huzursuzluk, uykuya meyil ve kusma görülebilir. Daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde en sık görülen belirti ve bulgular bulantı, kusma ve baş ağrısıdır. Bu bulgular, büyüyen tümörün, beyin omurilik sıvısının normal dolaşımını bozması nedeniyle ortaya çıkar. Beyin sapı civarındaki tümörler şaşılık, denge ve yürüme problemlerine neden olabilir. Yine beyin sapı veya üst omurilik civarındaki tümörler ense ağrılarına neden olabilirler. Beyin yarıkürelerinde yer alan tümörler nöbetlere, baş ağrısına, vücudun tek tarafında kuvvetsizliğe neden olabilir. Omurilikteki tümörler bacak veya sırt ağrısına neden olabilir. Omuriliğin alt kısmındaki tümörler ise idrar yapma veya dışkılamada problemlere neden olabilir.
Ependimomaların tanısı nasıl konur?
Beyin tümörü olduğundan şüphelenilen kişilere MRI ve/veya CT yapılması gerekir. Radyo dalgaları ve manyetik alanlar kullanılarak beynin fotoğrafını çekmeye yarayan MRI tümörün yeri ile ilgili bilgi edinmeye yarar. Ancak kesin tanı için tümörden biyosi almak ve mikroskopik inceleme yapmak gereklidir. Ependimomaların sadece %10-15’lik bir kısmı beyin-omurilik sıvısına yayılım gösterir. Bazen beyin omurilik sıvısına ulaşan tümör hücreleri beynin diğer bir yerinde de tümör oluşumuna neden olur. Bu durumdan şüphe ediliyorsa beyin omurilik sıvısından örnek alarak inceleme yapmak gerekir. Bu inceleme sonucunda elde edilen bilgi tedavinin planlanmasında faydalıdır.
Ependimomalardaki tedavi seçenekleri nedir?
Ependimomalardaki tedavi tümörün yerine, ne kadar kötü huylu olduğuna ve tümörün omuriliğe yayılım gösterip göstermediğine göre değişir. Tedavi seçenekleri cerrahi, radyasyon tedavisi ve ilaç tedavisidir.
Cerrahi tedavi. Ependimomadaki cerrahi yaklaşımda en önemli ilke tümörün mümkün olduğunca büyük bir kısmının cerrahi sırasında çıkartılmasıdır. Tümörün görünen bütün kısımlarının çıkartılabildiği hastalarda hastalığın tedavi şansı en yüksektir. Ancak bütün tümörlerde bu kadar büyük bir çıkarma mümkün olmayabilir. Cerrahi sırasında yüksek büyütme gücüne sahip mikroskopların kullanılması, cerrahın ameliyat sahasını daha net bir şekilde görebilmesine yardımcı olur. Özellikle beyin sapında veya beyin boşluklarında yerleşim gösteren tümörlerde tam çıkarma mümkün olmayabilir. Çocuklarda beyin sapına doğru uzanan ependimomalar da bu türden, çıkarılması güç tümörlerdir. Çocuklarda genellikle tanı esnasında var olan beyinde sıvı toplanması (hidrosefalus), tümörün kısmi çıkartılması ile bile bir miktar düzelebilir. Ancak genellikle bu ameliyatlarda beyin içinde hapis kalan sıvının beyin boşluklarından karın içine doğru akmasını sağlamak için yapay bir yol açılabilir. Buna ventriküloperitoneal şant adı verilir. Genellikle bu tür ameliyatlardan sonra beyin içindeki fazla sıvının dışarıya akabilmesi için kafa içinden dışına doğru bir kanal açık bırakılır. Birkaç gün sonra bu kapatılamazsa bu kez kalıcı bir kanal açılması gerekebilir.
Ameliyattan sonra tümörün ne kadarının çıkartılabildiğinin kesinleştirilmesi için MRI yapılması gerekir.
Radyasyon tedavisi. Radyasyon tedavisi daha ileri yaşlardaki çocuklar ve erişkinler için cerrahiden sonra önerilen bir yöntemdir. Cerrahi sırasında tümörün bütün görünen kısmı çıkartılsa bile radyasyon tedavisi önerilebilir. Bu şekilde yapılan tedavi yaklaşımında uzun dönemdeki başarı şansı daha yüksektir. Bu tedavinin planlanmasında hastanın yaşı, tümörün yeri, ne kadar kolaylıkla çıkartılabildiği ve yayılım gösterip göstermediği önemli kriterlerdir. Tümör sadece tek bölgedeyse radyasyon tedavisi sadece beynin o kısmına verilir. Eğer tümör yayılım göstermişse radyasyon tedavisi bütün beyine verilir; tümörün köken aldığı bölgeye ekstra bir doz verilir. Geleneksel tedavi haftada 5 gün süreyle 5-6 hafta boyunca uygulanır. Bir diğer yöntem radyocerrahi yöntemleridir. Bu tedavi şeklinde çok iyi bir şekilde odaklanmış radyasyon ışınları tümör üzerine uygulanır. Bu yöntem en sıklıkla geleneksel tedavi sonrasında tekrarlayan tümörlerde uygulanır. Küçük çocuklarda radyasyon tedavisinin uzun dönemde ortaya çıkabilecek yan etkilerinden kaçınmak için kemoterapi, radyasyon tedavisini ertelemek amacıyla uygulanabilir. Kemoterapiye rağmen tümör büyümeye devam ederse o zaman radyasyon tedavisi başlanabilir.
Kemoterapi. Bu tedavi şeklinde kanser hücrelerini öldürmeye yarayan bir tekım ilaçlar kullanılarak tümör yok edilmeye çalışılır. Bazı tümörler tedaviye yanıt verirken bazıları da büyümeye devam ederler. Bebek ve çocuklardaki tümörlerde radyasyon tedavisini erteleyebilmek için de kemoterapi kullanılır.
Epandimoma tedavisinin yan etkileri nelerdir?
Bazı tedaviler sağkalım sürelerini uzatırken çocuklarda önemli yan etkilere yol açabilir. Tedaviye başlamadan önce çocuklara nörofizyolojik bir takım testler yapmak gerekebilir. Özellikle beynin alt tarafında kalan ependimomaların cerrahi tedavisinden sonra giderek artan denge, konuşma veya yutma problemleri ortaya çıkabilir. Bu değişikliklerin çoğu haftalar ya da aylar içinde düzelebilir.
Çocuklarda radyasyon tedavisinin de önemli yan etkileri olabilir. Tedavi sırasında özellikle 3 yaşın altında olan çocuklarda beyne radyasyon tedavisinden sonra zekada azalma ve öğrenme güçlükleri ortaya çıkabilir. Ortaya çıkacak öğrenme güçlüğünün boyutları çocuğun yaşına ve radyoterapi uygulanan beyin alanının büyüklüğüne bağlıdır. Daha büyük çocuklarda ve erişkinlerde bu sorunlar çok daha azdır. Büyüme bozuklukları, bir takım önemli hormonların salgılandığı hipotalamus ve hipofiz bezine oluşabilecek hasara bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Bu hasara bağlı olarak hormonların salgılanması azalır ya da durursa bu hormonların ilaç olarak dışarıdan alınması gerekir.
Kemoterapinin uzun süreli etkileri üzerine çalışmalar halen sürmektedir. Bazı kemoterapi ilaçları işitme kaybına neden olabilirler. Hem radyasyon hem de kemoterapi ikinci bir kanser veya beyin tümörü oluşumu riskini artırabilirler. Kemoterapi kısırlığa neden olabilir.
Ependimomalar tekrarlar mı?
Tümörün tekrarlayıp tekrarlamayacağını belirleyen en önemli faktör ameliyat sırasında tümörün ne oranda çıkartılabildiğidir. Tanı konduğu andaki yaş, cerrahiden sonra geriye kalan tümör miktarı, tümörün yayılıp yayılmadığı ve hangi tedavinin uygulandığı, tümörün tekrarlama olasılığını etkileyen diğer faktörlerdir. Tümörleri tekrarlayan kişilerde tekrar cerrahi ve diğer tedaviler uygulanır.
Ameliyattan sonra neler yapmak gerekir?
Ameliyattan sonra sağlıklı beslenmek, düşük yağlı, düşük tuzlu bir beslenme tarzı geliştirmek önemlidir. Sigara içmemek ve düzenli egzersiz yapmak da boyun atar damarlarının tekrar tıkanmasını önlemek için önemlidir.

Erozyonun Zararları


Erozyonun Zararları
Bugün çöller ve çölleşme yarası almış bölgeler, tıpkı kanserli bir hücre gibi, sinsice yayılma eğilimdedir. Günümüzde de gelişmekte olan 100 Ülke, çölleşme tehdidi ile karşı karşıyadır. Sorun yer yüzünde 1 milyar insanın yaşamını ve geleceğini tehlikeye sokmaktadır. Dolayısıyla bu ülkeler ve insanlarla ilişkideki diğer ülkeleri ve insanları da tehlikeye sokmaktadır.
“Toprak aşınması” olarak da tanımlanan erozyon ise, bugün dünyada çölleşmenin en önemli nedenidir. Toprağın aşınmasını önleyen bitki örtüsünün yok edilmesi sonucu koruyucu örtüden yoksun kalan toprak, su ve rüzgar etkisiyle aşınıp taşınıyor.
Erozyon olayının temelinde insan unsuru ve onun doğaya, ormanlara ve otlaklara karşı olan olumsuz davranışları yatmaktadır. Dünyamız her yıl 7 milyon hektardan daha fazla, yani yaklaşık İrlanda büyüklüğünde bir alanı erozyonla kaybediyor. Türkiye topraklarını %85’inde orta, şiddetli ve çok şiddetli erozyon hüküm sürmektedir. Bu da 63 milyon hektar genişliğinde bir alan anlamına gelmekte. Son yıllarda hemen hemen her yağıştan sonra görülen sel, taşkın,toprak kayması ve çığ olayları, bu boyutta yaşanan erozyonun bir sonucudur. Bugün erozyon ile kaybettiğimiz topraklar Türkiye‘yi yakın bir gelecekte baştan başa çöle dönüştürecek boyutta. 1992 Rio Dünya Çevre Zirvesi’nde açıklanan veriler göre 2010 yılında,Türkiye’yi topraklarının %85’i çöl olacak. Türkiye’nin toprak kaybının yılda 1 milyar 400 milyon ton olduğu tahmin ediliyor. Oysa bilimsel verilere göre 1 cm toprağın oluşması için 300 ile 1000 yılın geçmesi gerekiyor.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), çölleşmenin dünyadaki yıllık maliyetini 42 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu maddi kaybın ötesinde, suluk, göç ve hastalıklar da kaçınılmaz sonuç olarak çıkıyor.
Çölleşme, küresel ısınma ve biyolojik zenginliğin kaybı gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Toprağın uygun olmayan yöntemler ile kullanılması, sanayi faaliyetleri, ormansızlaşma, bitki örtüsünün yok edilmesi, bütün kıtalarda çölleşmeye yol açıyor ve bu süreci hızlandırıyor.
Vaktiyle bütün dünyada 8.8 milyar hektar olduğu tahmin edilen ormanların bugün üçte birden fazlası insani nedenlerle yok edildi. Bugün karaların ancak üçte birinin ormanlarla kaplı olduğu belirtiliyor. Dünyamız saatte 3 bin dönüm, dakikada 50 dönüm orman alanını her geçen gün biraz daha artan bir hızla kaybediyor. Bu tahminlere göre dünyamızdan her yıl 22 – 23 milyon hektar orman alanı eksilmekte. Gelecek yüzyılda, gelişmekte olan ülkeler yaşayan insanların yarısından fazlası yakacak odun bulamayacak. UNEP yetkilerince hazırlanmış raporlara göre tropikal ormanların % 80 ‘inin 2000’li yıllarda ortadan kalkacağı tahmin ediliyor.
Bir bölgenin ormanları kesilip, bitki örtüsü tahrip oldukça normal olarak bitki örtüsünün tutacağı , ekosistemin içinde kalıp çevreyi yeşillendirecek, pınarların akmasını sağlayacak olan su, sistemin dışına, denizlere doğru akar. Artan yüzey suyu, beraberin de toprakları da taşır, erozyona neden olur. Bu bir varsayım değildir, bilimsel olarak yıllardır çeşitli, ülkelerde ve bu arada ülkemizde yapılan ölçümlere dayanan bir gerçektir.
Maddeler Halinde Erozyonun Zararları
Erozyonun zararlarını kısaca ve maddeler halinde belirtecek olursak:
  1. Erozyonun verdiği en büyük zarar yeniden oluşması için binlerce yıl gecen örtü toprağımızın elden çıkmasıdır.
  2. Her yıl 4-5 trilyon destek vererek toprağa attığımız suni gübreden daha fazla doğal besin maddesi erozyonla kaybolan topraklar içinde elimizden çıkmaktadır.
  3. Toprakları erozyonla verimsizleştiren, giderek yok olan tarım arazileri, hızla artan nüfusu besleyemez olmuş ve kırdan kente göç hızlanmıştır. Göçler şüphesiz ekonomide çok ağır yükler ve sıkıntılar yaratmaktadır.
  4. Kaybettiğimiz topraklarımızın barajlarımızı doldurması ve ömürlerini kısaltmasının milli ekonomimizde yarattığı zararların boyutları çok büyüktür.
  5. 2000′li yıllarda suyun petrol kadar, belki daha önemli bir meta olacağı kesinleşmiştir. Bitki örtüsü ve toprak olmadan kar ve yağmur sularımızın boşa akıp gitmesi önlenerek rezervlere indirilmesi, depolanması ve su kaynaklarının düzenli ve sürekli beslenmesi mümkün değildir.
  6. Bitki örtüsünün kalkması erozyona başlıca sebep teşkil ederken toprak kaymaları, taşkınlar, sel ve çığ felaketlerine ve korkunç zararlara yol açmaktadır.
  7. Toprağın kaybı ile daha yerine koyamadığımız Orman varlığımızın milli ekonomideki yerini değerlendirmek için bir  ağacın ömrü boyunca ürettiği fonksiyonel değerleri toplamının odun değerinin 2000 katı olduğunu dikkate almak yeter.
  8. Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırırhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  9. Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açarhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  10. Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğururhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırırhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  11. Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltırhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  12. Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan ekolojik denge sonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratırhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  13. Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemezhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
  14. Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için binlerce yıl gerekirhttp://1-ps.googleusercontent.com/x/www.renkliweb.com/www.forumacil.com/images/smilies/nokta.gif.pagespeed.ce.oJ7q1ymy8Q.gif
Erezyonun Canlılara Zararı
1- Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ felaketlerini artırır.
2- Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar.
3- Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur.
4- Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan iklim değişikliği ve bozulan ekolojik dengesonucunda, vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik zarara uğratır.
6- Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları düzenli ve sürekli olarak beslenemez.

Bilimsel Proje Raporu Nasıl Hazırlanır?

Rapor seçtiğiniz konu hakkında yaptığınız her türlü araştırmanın özetidir. Başlangıçtan bitişe, bütün projenin toplanan ve gözlenen bilgilerini içerir.
Rapor kolay anlaşılır ve düzenli olmalıdır. Konuyla ilgisi olmayan bir insan raporunuzu okuduğunda, sırayla neyi neden ve nasıl yaptığınızı, sonunda ne bulduğunuzu ve nasıl değerlendirdiğinizi anlayabilmelidir. Şöyle de söylenebilir: Bilimsel projenizi bir stand düzenleyerek, seyircilere sözlü olarak sunacaksınız. Rapor standınızdaki yazılı sunumunuzdur.
Eğer projeniz boyunca düşündüğünüz, planladığınız ve yaptığınız her şeyi düzenli olarak yazdıysanız, yani günlük tuttuysanız, rapor yazmak çok kolaydır.
Mümkünse raporunuzu bilgisayarda yazın ve bir dosyada sunun. Ya da el yazınızla bir deftere yazın. Genellikle raporlar 5-30 sayfa uzunluğundadır. Satır aralarında boşluk bırakılır. Bilimsel Raporlar şu bölümleri içerir:
Başlık İçindekiler Özet Giriş Yöntem-Araştırma Sonuç-Değerlendirme Kaynaklar Katkıda Bulunanlar
Başlık
Başlık bölümü iki şekilde düzenlenebilir. Eğer projenizle bir yarışmaya irecekseniz, jürinin objektif değerlendirme yapması için başlık bölümünde sadece projenizin adı yer alır. Diğer türlü projenizin adı, sizin adınız soyadınız, ünvanınız ve projenin başlangıç bitiş tarihi başlık bölümüne yazılır.
İçindekiler
İkinci bölüm raporunuzdaki ana başlıkları ve bunların bulunduğu sayfaları bildirir.
Özet
Bu bölümde projeniz ana hatlarıyla çizilir. Özet bir sayfadan fazla olmaz. Her şey bir sayfayı geçmeyecek şekilde, kısa ve öz olarak açıklanır. Projenin adı, amaç, kurulan varsayım, kısaca kullanılan metod ve bulunan sonuçlar yazılır. Genellikle özetin bir kopyası jüri üyelerine verilir. Bu şekilde jüri üyelerinin yapacağınız sunuş hakkında bir fikri olur.
Giriş
Giriş bölümü, bu projeyi neden seçtiğinizi ve projenin amacını ifade eder. Araştırmanız ile ilgili varsayımınızı bildirirsiniz. Projenizi seçmenizin bir nedeni vardır. Bu merak ettiğiniz ve hakkında soru sorduğunuz bir konudur. Sorduğunuz soruyu araştırarak cevaplamaya çalışırsınız. Sorunun cevabını önceden tahmin etmek ile siz bir varsayım kurmuş olursunuz.
Yöntem-Araştırma Eğer projeniz deney içeriyorsa, deneyin amacını, kullandığınız malzemeleri, ve deneyin yapılışını madde madde yazmalısınız. Eğer araştırma ise konu ile ilgili bilgiler vermelisiniz.

Sonuç-Değerlendirme Deney yaptıysanız, bulduğunuz sonucu, varsayımınızın doğrulanıp doğrulanmadığını, soru sorduysanız, cevabı bildirirsiniz. Bulduğunuz sonuç hakkında değerlendirme yaparsınız. Araştırma yaptıysanız, araştırmanın sonucunu ve değerlendirmesini yazarsınız. Bu bölümde de tablolar, şekiller, grafikler, resim ve fotoğraflar kullanabilirsiniz.
Kaynaklar Projeniz boyunca kullandığınız tüm kaynakları bu bölümde yazacaksınız. Kaynaklar kitap, dergi, ansiklopedi gibi yazılı olabilir. Yazılı kaynaklarda kaynağın adı, yazarları, kaynağı hangi kurumun bastığı ve basım tarihi bildirilmelidir. Cilt ve sayfa numarası da konulur. Kaynak olarak internet kullandıysanız, internet adresini belirtmelisiniz. Kaynak kişi de olabilir. Kişinin adını, ünvanını ve bulunduğu kurumu yazmalısınız.
Katkıda Bulunanlar Projenin tamamını tek başınıza yapmış olabilirsiniz. Ama fikir alırken, deneyi yaparken ya da malzemeyi temin ederken bazı yardımlar almış olabilirsiniz. Bu bölümde aldığınız yardımlar için kişilere teşekkür etmelisiniz. Her şey çok güzel olacak, kolay gelsin.